Biliyorum, pazar pazar böyle bir başlık hiç içinizi açmadı. İyisiyle kötüsüyle bu blogun sonuna geldiğimi siz okuyucularıma üzülerek söylemek istiyorum. Sizlere son kez buradan yazıyorum sevgili okurlarım. "Her güzel şeyin bir başlangıcı olduğu gibi bir de sonu olur" derler. Ben de blogumu sizinle paylaştığım güzel anılardan sonra burada noktalıyorum.
Öncelikle Bilkent Üniversitesi'ndeki Multimedya Haberciliği dersim için hazırladığım bu blogda bana desteğini esirgemeyen Müge Mengü Hale hocama sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum. Ayrıca bu yazıları yazmamdaki itici güç olan siz okurlarıma da şükranlarımı sunuyorum. Yaz aylarına yaklaştığımız şu günlerde sizlere sıcak bir veda etmek istiyorum. Gelecek projelerimden haberdar olmak için beni takipte kalmayı unutmayın. Esenlikler dilerim...
0 Comments
Merhaba Yedinci Cadde severler. Bugün "Havelka'da, Varuna'da otur otur nereye kadar!" dedim ve Yedinci Cadde'nin hemen girişinde bulunan Belpa Buz Pateni Sarayı'na gittim. Türkiye'de buz patenine olan ilgi her geçen gün artıyor. Özellikle gençler bu puz pateni ve puz hokeyi sporlarına büyük bir ilgi gösteriyor. 1.150 kişilik seyirci kapasitesi bulunan Belpa'da kayabilmek için profesyonel bir patenci olmaya da gerek yok. Gelip siz de buranın tadını çıkarabilirsiniz. E peki seanslar ne kadar? Her yaş grubundan insan, kişi başı hafta içi 13 TL, hafta sonu ise 20 TL karşılığında paten kiralayıp buranın tadını çıkarabilir. Halka açık seanslar her gün 13:00-16:00 arasında ve her seans saat başlarında başlayıp 40 dakika sürüyor. Kaymayı benim gibi hiç bilmiyorsanız bile size yardımcı olacak yetkililer her zaman için pistte mevcut. Temel kayma eğitimleri ve hobi gruplarına katılıp kendinizi geliştirebilir, buranın zevkini doyasıya yaşayabilirsiniz. Belpa'nın kapıları Genç Ankaralılar Spor Kulübü ve diğer takımların/sporcuların çalışma saatleri dışında her zaman için biz acemilere açık. Peki nerede bu Belpa? 7. Cadde'ye girmeden Akdeniz Caddesi'ne doğru bir dakika kadar yürüdükten sonra yolun hemen sağında kalıyor. Tam yerini yazımın sonunda sizler için işaretlerim sevgili okurlarım. Biraz da bu sporun tarihinden bahsedelim. Buz pateni, dünyanın en eski sporlarından biri. 14. yüzyılda Hollanda'lı azize Lidwina bilinen en eski patenleri yapmış ve bu spora ön ayak olmuş. 18. yüzyılda artistik paten bir spor dalı olarak Britanya'da ilgi görmeye başlamış. 1892 yılında ise Uluslararası Paten Birliği (ISU), Hollanda'da kurulmuş. 1897'de düzenlenen DÜnya Şampiyonası'nda ilk madalyasını kazanan Ulrich Salchow, 1901 ve 1911 yılları arasında bir yılı eksik olmak üzere her yıl şampiyon olmuş ve kendi adıyla anılan atlayışı icat eden sporcu olarak buz pateni tarihine adını altın harflerle yazdırmış. Artistik paten ilk kez 1924'te Chamonix'de düzenlenen Kış Olimpiyatlarında resmi bir spor dalı olmuş. Türkiye, 1991 yılında Türkiye Buz Sporları Federasyonu'nun kurulmasıyla artistik paten bağımısız bir federasyonun çevresinde örgütlendi. 1989 yılında açılan, Türkiye'nin ilk ve tek olimpik buz pateni pisti olan ve kısaca Belpa olarak adlandırılan buz sarayı, bugüne dek sayısız profesyonel sporcuya ve buz pateni aşığına kapılarını açtı. Az daha unutuyordum! Belpa'yı daha yakından tanımanız adına sizlere bir video da hazırladım. Umarım beğenirsiniz ve sevdiklerinizle birlikte burada hoş vakitler geçirirsiniz. Hep mekanlarda oturmak olmaz, sporun da tadını çıkarın! Esenlikler dilerim... Adres: Yukarı Bahçelievler Mahallesi, 78. Sk., 06490 Çankaya/Ankara
Telefon: (0312) 223 35 13 Açık: 11:00-17:00 Halka Açık Seanslar: 13:00-16:00
Yedinci Cadde kış aylarında nasıl boş kalıyorsa yaz aylarına yaklaştığımız şu günlerde de tam aksine hıncahınç dolu ve capcanlı!
Bugün 7. Cadde'nin biraz aşağısına inmek istiyorum çünkü burayı sizlere göstermesem olmazdı. Bugün Ankara'nın en renkli mekanlarından birine gidiyoruz. Varuna Gezgin: Cafe Del Mundo. Siz merak etmeden ben söyleyeyim; Cafe Del Mundo, "Dünya Kafe" demekmiş. Adından da anlaşılacağı gibi kafenin kurucusu Murat Fıçıcı ve peşindeki kafadar gezginlerin yaşanmışlıklarını yansıtan bir yer burası. Seyahat sevdalılarının verdiği katkılarla dünyanın dört bir yanından toplanan plakalar, kitaplar, heykeller ve daha nice eşyalar burada toplanmış. Dünya kültürlerini müşterilerinin ayakları altına seren bu kafeye mutlaka uğramanızı tavsiye ediyorum. "Peki nasıl bir yer ve nerede bu Del Mundo?" der gibisiniz, işte cevabı; Burası her gün 08:00 ve 01:00 arası açık. Dünyanın dört bir yanından harika lezzetler Varuna'da sizleri bekliyor. Tikka Massala, Pad Thai ve Tori Garage benim menüdeki favorilerim. Ankara'da olup da buraya gelmemek olmaz deyip sözlerimi burada noktalıyorum. Mutlaka uğramanız dileğiyle...
Burada müzik bitmez, tükenmez. Her mekanda ayrı bir şarkı, ayrı bir eğlence vardır. Fakat bugün ben bu mekanlardan dışarıya, sokaklara çıkıyorum! Bugün sokak müzisyenlerinden bahsetmek istiyorum. 7. Cadde'de genç-yaşlı demeden enstrümanını alan herkes zevkle müzik çalıyor. Üniversite öğrencilerini dersten çıktıktan sonra hep birlikte gitar çalarken, ufacık kızını bebek arabasıyla yanına alan bir anneyi köşe başında akordiyon çalarken ya da yaşlı bir amcayı memleket şarkıları eşliğinde keman çalarken görmek olasıdır bu caddede. Bu müzisyenlerden birisi de Adem Dağlı. 56 yaşında ve kendisi görme engelli. Yıllardır 7. Cadde'de müzik çalıyormuş. Çalıp söylediği bir şarkıyı son olarak sizlerle paylaşmak istiyorum; Bugün kız arkadaşımla birlikte 7. Cadde'de güzel bir gün geçirmeye karar verdik. Nerelere gittiğimizi, neler yaptığımızı, neler yiyip içtiğimizi sizlerle paylaşmak istiyoruz. Sevdiklerinizle geldiğinizde sizin de en az bizim kadar güzel bir gün geçirmenizi dileriz. Hazırsanız hadi başlayalım! 7. Cadde'de bir hafta sonunun nasıl geçirilebileceğini görmenizi istedik. Umarız siz de sevdiklerinizle buraları görür, mutlu anlar yaşar ve farklı lezzetler tadarsınız. Bir sonraki paylaşıma kadar esenlikler dileriz...
Üniversiteli gençler dersten çıkınca nereye gitmeli? Arkadaşlarıyla nerelerde eğlenmeli? 7. Cadde'de gidilecek çok yer var ama ben bunlardan sadece yedi tanesini sizin için seçtim. İşte size dilediğiniz zaman sevdiklerinizle zaman geçirebileceğiniz, birlikte keyif alabileceğiniz, farklı telden çalan yedi ayrı mekan... Peki 7. Cadde'ye nasıl gidilir? Milli Kütüphane'nin bir sokak aşağısında alabildiğine uzanan ve resmi adıyla Aşkabat olarak da bilinen caddedir. Daha detaylı bilgi için haritaya bakabilirsiniz. 1) B'eat Cafe & BrasseireBiraz ters oldu ama caddeye sonundan girdik. 7. Cadde'nin en sonunda ve köşede yer alan B'eat Cafe, Ankara'da arkadaşlarımla gidip vakit geçirmeyi en çok sevdiğim yerlerin başında geliyor. Mekanın sıcaklığından mıdır yoksa yemeklerin tadından mı bilinmez ama burada bir kez olsun sıkıldığımı bilmem. İç mekanı da yeni değiştirmişler, daha bir ferah olmuş. Ayrıca B'eat'in en sevdiğim yemeği şüphesiz bütün mini burger çeşitleri! Ben eti çok severim ama vegan burgeri bile şaşırtıcı derecede lezzetliydi. Bi' deneyin derim(!) 2) Seven Pub & BistroBuranın biralarının tadı daha bir ayrı geliyor bana. Yemekler için daha güzel mekanlar var ama size tavsiyem buraya sadece bir şeyler içip soluklanmak için oturun. Seven'a gidecekseniz kesinlikle yola yakın bir masa bulmaya çalışın! Çünkü akşamüstü biranızı içerken caddenin o hareketli saatlerini ve rengarenk görüntüsünü izleyebileceğiniz daha güzel bir yer yok. İyi seyirler :) 3) HavelkaHalveka'ya geldiniz ve 7. Cadde'yi sakince izleyebileceğiniz bir yer bakıyorsunuz. Hiç aşağılarda dolaşmayın çünkü aradığınız yer mekanın üst katıdır. Kurulun masanıza, alın menüyü. Fiyatları da uçuk sayılmaz, cebinizi pek yakmaz. Geçenlerde burada Beks içip cheeseburger yediğimi hatırlıyorum ve tadını hala unutamıyorum. Umuyorum ki siz de bir gün gelir ve keyif alırsınız. 4) StarbucksOkuldan çıktınız ve çalışmanız gereken çok dersiniz var. Kütüphanelere kapanmak yerine burada mis gibi bir kahve kokusu eşliğinde çalışabilirsiniz. Açın kitabınızı, yudumlayın kahvenizi... Hayat size güzel valla! 5) Marco PashaDoyasıya yiyip, içip müzik dinlemek isteyenlerin uğrak noktası Marco Pasha. Bahçeli'nin hemen hemen her gün tıklım tıklım dolu olduğu sayılı mekanlardan bir tanesi. Sabah uğrayacak olursanız serpme kahvaltısı ayrı bir güzel, benden demesi... Tek bir eleştirim var, o da gittiğiniz saate bağlı olarak bazen yaş ortalaması biraz düşük olabiliyor. Sakin bir zamanda gidin ve tadını çıkarın derim. 6) The Bigosİlginç kokteylleri ve farklı tatlarıyla Ankara'nın sayılı gastropub'larından biri olan Bigos'a her gittiğimde farklı bir şey tadıyorum. Zamanla bütün menüyü bitirmiş olacağım sanırım. 7) Kahve DünyasıSloganları 'hepimizin ortak noktası' olan Kahve Dünya'sı kahveseverler için tam bir cennet. Dilediğiniz kahve çeşidini hemen hazırlayıp getiriyorlar. Servisi çok hızlı ve çalışanları oldukça güler yüzlü. Bütün gün 7. Cadde'de gezdikten sonra bir yorgunluk kahvesi içmek isterseniz burası tam size göre. Ayrıca çok güzel waffle yapıyorlar, bu da benden size bonus bir bilgi olsun... Image rights: tr.foursquare.com Merhaba Ankara'da gezecek yer bulamamaktan yakınanlar! Ben Oğuz Barkın Bakır. Yirmi iki yaşındayım ve hayatım bu şehirde geçti. Bu zamana kadar Ankara'da yaşayan arkadaşlarımdan ve şehir dışından gelen insanlardan şu sözleri, daha doğrusu klasikleri duydum: Vay efendim Ankara'da bir şey yok. Gri şehir. İki AVM'nin yan yana olduğu tek şehir. Eğlenecek yer yok. Bunun gibi sözler ve daha niceleri... Ben bu şehirde daha gezip görebileceğim çok şey olduğunu düşünüyorum. Ön yargılarınızı kırmak için de bu blogda sizlere Ankara'nın tek bir caddesinde şehre dair neler bulabileceğinizi göstermek istiyorum.
|
|